Dünya bir biçimde ya da başka herhangi bir biçimde ortaya çıkmış bulunuyor. Nasıl oluştuğu çok büyük bir soru ve Darwin’in teorisi, yaşamın ortaya çıkışını açıklamaya çalışan diğer tüm teoriler gibi sadece varsayım. Bilgimizin şu anki durumu içinde nitekim mümkün olan en iyi varsayımı yapmadığına inanıyorum.
Bilim tarafından halen yeterince doyurucu bir biçimde açıklanamayan evren görüşleri bulunmakta ancak bilgisizlik bir gün üstünden gelinebilecek bilgisizliğe dayanmakta. Bilgisizliğe teslim olmak ve buna Tanrı adını vermek daima vaktinden erken bir doğum olacak ve bugün için de öyle kalacak.
Filhakika umumiyetle iddia olunuyor ki, insanın ve büyük maymunların müşterek bir cetleri vardır. Bu cet dahi, daha basit şekilleri haiz bir nesilden, ilk memeli hayvan cinslerinin birinden ayrılıyor. Bu memeli hayvan bir nevi yerde sürünen hayvandan ve nihayet bunların hepsi de ilk hayat şekli olan iptidai hücreye dayanıyor. İnsanın bu şeceresi, insanın teşrihi ile sair kemikli hayvanların teşrihi arasındaki mukayeselere müstenittir.
nev umumiyet ara ayrılmak filhakika müstenit insan şeklî nevi
Hayat herhangi bir doğa dışı etkenin müdahalesi olmaksızın dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimyasal ve fiziksel olaylar dizisi sonucudur. Hayat sıcak, güneşli ve sığ bir bataklıkta başladı. Oradan sahillere ve denizlere yayıldı. Denizlerden tekrar karalara geçti. İlk hayvan denizlerde balık ve karalarda muhtelif kemikli yaratıklar oldu. Bunlar devirlerde şekilden şekle tekamül ettiler. İnsanlar sularda kaynaşıp çırpınan bir mevcuttan bugünkü şekline geldi. İnsanın bugünkü yüksek zeka, idrak ve kudreti milyonlarca ve milyonlarca nesilden geçerek hazırlandı. Artık insan bugün tabiatın nihayetsiz büyüklüğüne ve tabiat içinde kendi nevinin mukadderatına gittikçe büyüyen bir irade ve şuur ile bakıyor.
İnsanlar sürfeler gibi sulardan çıktıkları için önce, ilk önce ceddimiz balıktır. İşler daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler; biz maymunuz, düşüncelerimiz insandır. İnsanlar büyük tabiat olayları önünde muhâceret, akın yolları ile bu arz dediğimiz yıldızın her kıt'asına dağılmışlardır. Bu kıt'alardan bazısına eski, bazısına yeni denmiş. Bu deyiş, hem bilgiden, hem bilgisizliktendir. Amerika'yı Kristof Kolomb keşfetti diye yeni Dünya sayılmıştır. Fakat jeoloji olayları Asya'dan Alaska yolu meydana geldi ve daha başka yollarla, karanlık zamanlarda ismi bilinmeyen geçişler oldu. Maya Medeniyeti'ni ve İnkaları öğrendikçe, stepler ve Alaska geçitleri düşünüldükçe, İnuit yüzleri ve tipleri ile kızılderili Hint insanları yüzleri ve tipleri incelenip araştırıldıkça bu Eski ve Yeni Dünya kavramları bittabî yavaş yavaş değişir. Kristof Kolomb'un keşfi hiç şüphesiz ki çok büyük ve mühim bir hâdisedir. Fakat daha dünkü iş sayılır.
Şunu söyleyelim ki, insanların bütün bilgileri ve inanışları, insan zekası eseridir. Zeka tabii olan dimağdan çıkar. Bundan, tabiatı anlamakta zekanın en büyük cevher ve müessir olduğu anlaşıldığı gibi tabiatın fevkinde ve haricindeki bütün mefhumların insan dimağı için kendi tarafından uydurma şeylerden başka bir şey olmayacağı meydana çıkar. Natür (Doğa) insanları türetti; onları kendine taptırdı da. Ancak, insanların Dünya'da yaşayabilmeleri için, onların doğaya egemenliğini de şart kıldı. Doğaya egemen olmasını bilemeyen yaratıklar, varlıklarını koruyamamışlardır. Doğa onları, kendi unsurları içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten çekinmemiştir.
içinde yaşamak inanmak meydan hariç çıkmak haricî uymak anlamak
Her şeyin değişerek oluştuğunu gözlemle. Ve Evrenin doğasının şeylerin varlığını değiştirmekten ve onlardan onlar gibi yeni şeyler oluşturmaktan daha fazla hiçbir şeyi sevmediğini bizzat sen kendin göz önünde bulundurmayı alışkanlık haline getir.
evre hal alışkan bizzat gözlem evren bulunmak gözlemlemek yeni
Eğer basitten karmaşığa doğru bir evrimin gerçekleştiği doğruysa, Kambriyen Dönemdeki tam gelişmiş canlıların atalarının bulunması gerekir; fakat bulunamadı ve bilim insanları, bunların bulunabilmesi konusunda neredeyse hiçbir ümit olmadığını kabul ediyorlar. Sadece gerçeklere ve toprakta gerçekten bulunan şeylere bakarak, ana yaşam biçimlerinin oluşumunu en iyi açıklayan kuramın, aniden gerçekleşen bir yaratılış olduğunu görürüz.
Kalıtım bilimi konusundaki çalışmalarım su götürmez bir şekilde gösterdi ki Darwin canlıların uzun bir zaman alarak doğal seçilimle nasıl meydana geldiğine, ortak bir atadan nasıl türediğine ilişkin söylediklerinde haklıydı. Darwin'in moleküler biyoloji bilmediği düşünülünce onun ne kadar ileri görüşlü olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi DNA'nın dijital koduna ulaştık ki bu evrimin en sağlam kanıtı.
Ahmet Şık (d. 1970, Adana), gazeteci ve yazar.
Düzen, disiplin, çalışkanlık. Bunlar başarının üç şartıdır.
Ben ki biri keman çalsa yaşama hırsıyla dolar taşarım,kendimi zevkten öldürebilirim, bütün kadınlar için aşktan ölebilirim, bütün şehirler için gözyaşı dökebilirim, buradayım, çünkü hayata başka çözüm yolu yok.