En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız oldugunu da söyleyebiliz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.

Arthur Schopenhauer

budala bilge hayat içinde kılmak âmâ sürmek kaybolmak çaba

Hakikat, onu arzu etmeyenin boğazına sarılan bir fahişe değildir. Hatta o kadar çekingen bir güzeldir ki, onun için her şeyini feda etmiş olan bile onun lütufundan emin olamaz.

Arthur Schopenhauer

sarmak fahişe sarı olamaz lütufundan hakikat etmek boğaz güzel

Çoğu hakikat sadece kimsenin sorunu ele alacak ve üstüne gidecek cesareti bulamamasından dolayı ortaya çıkmıyor.

Arthur Schopenhauer

üst üstüne çıkmak bulmak sorun çoğu bulamak hakikat soru

Cinsel birleşmedeki esrime hali. Işte bu! Her şeyin gerçek özü ve nüvesi bu, varoluşun amacı ve hedefi.

Arthur Schopenhauer

esrimek varoluş gerçek birleşmek varolmak hedef cin nüve hal

Sonsuz uzayda etrafında bir düzine daha küçük kürenin döndüğü yuvarlak, ortası sicak, üzerindeki küflü tabakanın canlı ve bilinçli varlıklar ürettiği soguk sert bir kabukla kaplı sayısız aydınlık küre - bu ... gerçek dünya.

Arthur Schopenhauer

üzer tabaka küre kâp üretmek yuvarlak küçük can uzay

İyimserlik, dinlerde olduğu gibi felsefede de gerçeklerin yerini almış temel bir yanılgıdır.

Arthur Schopenhauer

temel din gerçek yanılgı felsefe almak yer iyimser

Felsefe Tanrı'yı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir.

Aurelius Augustinius

tanrı bilmek gerçek felsefe dinmek özdeş din

Gerçekçi ol, imkansızı iste.

Che Guevara

gerçek imkân

Biz hiçbir şey bilemeyiz. Doğru ancak gerçeğin derinliğinde bulunabilir.

Demokrit

doğru bulmak derin bilemek derinlik bilmek bulunmak gerçek

Delinin ruhunda ne varsa yüzünde yazılıdır, ağzı da bunu gizlemeden söyler; oysaki bilgenin, yine Euripides'e göre iki dili vardır: Biri gerçeği söylemek için, öteki de yeri gelince gerçeğin kılığını değiştirmek ya da onu gizlemek için. Bilgede akı kara, karayı da ak kılmak sanatı vardır. Ağzından hem soğuk hem sıcak soluk çıkar. Sözleri de çoğu zaman düşüncelerinden epey uzaktır.

Desiderius Erasmus

gelmek değişmek soğuk gelin akmak söylemek çıkmak gizlemek öteki

Gerçek hiçbir zaman şiddet tarafından çürütülemez.

Erich Fromm

zaman şiddet gerçek çürümek

Sanatımız, gözümüzün Gerçek'le kamaşmasıdır. Geri geri kaçan ucube maskelere vuran ışıktır gerçek, başka bir şey değil.

Franz Kafka

ışık gerçek geri sanat başka maske vurmak işık ucube

Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.

Franz Kafka

tanımak gerçek yalamak zor ister yüzde istemek yalan bölmek

Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.

Friedrich Nietzsche

ebedî mutlak yok doğru ebed ebet gerçek

Ahlaki gerçekler diye bir şey yoktur.

Friedrich Nietzsche

gerçek ahlaki yok gerçeklemek

Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler.

Friedrich Nietzsche

engellemek değmek geliştirmek değerlemek gerçek değer gelişmek dünya başka

Sonuç olarak, edebiyat 'marangozluk'tan farklı değildir. İkisi de gerçekle uğraşmaktır ve o da işlemek için odun kadar sert bir malzemedir.

Gabriel García Márquez

gerçek malzeme sert tan fark sonuç gerçeklemek edebiyat uğraşmak

Gerçek bütün’ün çığlığı, birkaç kişinin ise oyuncağıdır.

George Berkeley

çığ gerçek oyuncak kişi çığlık bütün

Büyük gerçeklere varmak, günaha girmekle başlar.

George Bernard Shaw

gerçek başlamak varmak baş büyük günah girmek

Bilim gerçeklerden kuruludur, tıpkı evin tuğlalardan kurulu olması gibi. Ancak gerçeklerin toplanması bilim değildir. Tıpkı bir küme tuğlanın ev anlamına gelmemesi gibi.

Henri Poincaré

bili evin gerçek tuğ kuru top tıpkı bilim küme