Laiklik genellikle belirli uygulamaların veya kurumların din veya dinsel inanışlardan ayrı olarak var oluşu ve bunun savunulmasıdır.
Laiklik meselesi sınıf meselesinin önemli bir parçasıdır. Çünkü sınıf mücadelesini geliştirebilmek için laik bir toplumsal yaşam gerekli. Bugün ideolojik olarak AKP’nin hegemonyasında bulunan işçi sınıfı, yaşadıklarını kapitalizmin ve sermayenin bir ürünü olarak değil de Allah’ın bir takdiri olarak görüyor. Laiklik vurgusunu, işçilerin sınıf bilincinin gelişimi açısından bir engel olan kaderci barikatı kırmak açısından önemli bir adım olarak görüyoruz. (Yıl: 2015)
Gerçekten demokratik bir toplum lâik bir kültürel yapıya sahip olması gerekir: Birincisi; ahlâk ve dini birbiri ile eşitlememek, ateistleri damgalamamak, başkalarının dinsel ilgi ve amaçlarına saygı göstermek ya da kamu görevi için dinsel inanışı yeterlilik kapsamında tutmamak. Elbette ki, sonraki anlamda lâiklik Birinci Anayasal Düzenleme içinde gösterilmez. Bu durum yasa değil, duyarlılık konusudur.
tutmak demokratik başka içinde gerçek yasamak yapı duru düzenlemek
Türkiye'deki demokratik ve lâik rejimi kendi amaçlarına uygun olarak İslami ilkelere göre yeniden düzenlemek isteyenler ve onlara destek verenler, bir yandan aydınları öldürerek ve baskı altında tutarak, öte yandan eğitim sistemini yozlaştırarak, son olarak da temel kavram ve terimlerin içlerini boşaltarak Türkiye'nin entelektüel birikimini ortadan kaldırıyorlar.
Demokrasinin ve onun ön koşulu olan lâikliğin gereği birbirine tahammül etmek de değil, hoşgörü göstermek de değildir... Demokrasinin, lâikliğin anlamı, herkesin birbirinin dinine, imanına, inancına, inançsızlığına, yaşam biçimine, kendisine istediği saygıyı göstermesi ve devletin de bunu hukuk aracılığıyla korumasıdır. Demokrasinin gereği, hoşgörü ya da tahammül değil, anayasayla ve yasalarla da desteklenen saygıdır, saygı...
Atatürk devrimlerinin iki temel taşı, laisizm ve eğitim birliğidir. Millet bütün dünya işlerinde ne şeriat ne de herhangi bir ideolojinin baskısı altında olmayarak yalnız günün şartları içinde kendisi için en yararlıyı düşünerek karar verir: "Öz Atatürkçülük" budur.
karamak birlik yarar devrim bütün baskı ideoloji temel karar
Sekülerizm içinde bulunduğumuz bu yaşama ait bir görevin yasasıdır ki bundan katışıksız insana ait değerlendirmeler ve de başlıca olarak teolojiyi belirsiz veya yetersiz veya güvenilmez veya inanılmaz olarak bulan kişilerin değerlendirmeleri kast olunur. Temel ilkeleri üç başlıktadır: (1) Maddesel anlamda bu yaşamın ilerletilmesi. (2) Bilimin insan çabası için hazır oluşu. (3) İyiyi yapmanın iyi oluşu. Başka bir iyilik olsun olmasın bu yaşamın iyi oluşu bir iyiliktir ve iyiyi görmek de iyidir.
Fakat şeriat devleti kurmayı hedef alan her türlü gericilik, zaman zaman dini bir sömürü aracı olarak laiklik kavramının karşısına çıkarılmış ve hâlâ daha çıkarılmaya devam edilmektedir. Laikliğin bulunmadığı bir ortamda çağdaşlaşma hedefi ancak bir düş olarak kalır. Milletimizi tekrar geri götürme ve böylece kendilerine çıkar sağlama heves ve özlemi içinde olanlar, her zaman olduğu gibi karşılarında cumhuriyet kanunlarını ve bu milletin Atatürkçü güçlerini bulacaklardır.
Laiklik, hayatı ruhani kürede yaşamak isteyenlerle, dünyevi kürede yaşamak isteyenler arasındaki alan paylaşımının adı olmaktadır. Bu açıdan tarafsız bir terim olan laisite (laiklik y.n.) yerine belirli bir tepeden inmecilik belirleyen laisizm (veya sekülerizm) tarafından ifade edilmesi hem yanlıştır, hem de ruhani dünyayı dünyevi dünyanın içinde kapsama ve tanımlama eğilimi belirtmesi açısından, kavramı hiç de açıklayıcı nitelikte olmamaktadır.
dünyevi belirmek ifade hayat tanımlamak paylaşım laisizm terim ara
Laiklik, hukuki bir kavramdır. Hem de öyle bir hukuki kavramdır ki, tanımı, değişmez bir şekilde Anayasanın özüne ve ruhuna kazınmıştır: Laiklik, hukuk kurallarının insanlar tarafından yazılmasıdır. Laiklik, hukukun insanlar tarafından yaratılmasıdır.
tan şekil hukukî laik değişmez kural yaramak kazımak anayasa
Teokratik bir devlet düzeninde vatandaşlık yoktur; kulluk vardır. Millet yoktur; ümmet vardır. Buna bağlı olarak idare edilenlerin haklarından da bahsedilemez. Hak kavramı ve insan hakları, laik hukuk düzeninin bir ürünüdür. Çünkü insanlara hak tanımanın esası, egemen gücün insan olmasına dayanmaktadır. Laik ve demokratik bir düzende insana temel haklarını veren, son tahlilde, başkası değil, yine insanın kendisidir.
Lâiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Lâikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.
gösteririz hareket dine vicdan karşı karışmak din tutmak dayanmak
Beyoncé Giselle Knowles-Carter (İngilizce telaffuz: [biˈjɒnseɪ]; d. 4 Eylül 1981), Amerikalı şarkıcı, şarkı yazarı ve oyuncu.
Emine Ülker Tarhan (d. 29 Kasım 1963, Tarsus, Mersin), Türk hukukçu ve siyasetçi.
Altın leğenin kan kusana ne faydası var.